Estetik Diş Hekimliği

Günümüzde, diş tedavilerinde güçlü ve dayanıklı olmanın yanı sıra estetik görünüm de büyük bir önem taşımaktadır. Sağlıklı ve estetik dişler ile birlikte güzel bir gülüşe sahip olmak, kişinin özgüvenini ve iletişim yeteneğini önemli ölçüde artırabilir.

Estetik diş hekimliği, ağız sağlığını koruyarak daha sağlıklı ve göz alıcı bir gülümseme elde etmek için çeşitli uygulamaları içermektedir. Bunlar arasında kompozit dolgu, diş beyazlatma tedavisi, laminat porselen veneer kaplamalar, zirkonyum diş, implant, diş eti estetiği (Gummy Smile tedavisi) ve ortodontik tedaviler bulunmaktadır. Bu tedavilerin tamamı, bireylerin ağız içi sağlığını koruyarak estetik bir görünüm elde etmelerine yardımcı olabilir.

https://ankaraagizvedispoliklinigi.com/wp-content/uploads/2023/12/estetik-dis-hekimligi1.jpg

Gülüş Tasarımı

Gülüş tasarımı, estetik diş hekimliğin temelini oluşturmaktadır.

Gülüş tasarımı, hastanın estetik beklentilerini göz önünde bulundurularak hastanın fonksiyon, estetik ve doğallığın birleştirildiği en güzel gülüşü planlamak ve bu gülüşü elde etmek için en uygun tedavi yöntemleri seçmektir.

https://ankaraagizvedispoliklinigi.com/wp-content/uploads/2023/12/gulus-tasarimi1.jpg

Gülüş tasarımında hastanın yüz şekli, ten rengi, cinsiyeti, yaşı, dudakları, dişlerin rengi, dizilimi ve dişeti formu gibi unsurlar göz önüne alınır, hastanın ağız içi, ağız dışı fotoğraflar ve röntgen kayıtların üzerinde özel programlar kullanılarak ölçümler yapıldıktan sonra hastaya özgü tedavi planı oluşturulur.

Gülüş tasarımı yapıldıktan sonra ilk olarak mevcut ağrı, çürük, dişeti hastalıkları gibi problemler tedavi edilir. Daha sonra gülüş tasarımı ile oluşturulan tedavi planına göre diğer işlemler uygulanır.

Kompozit Dolgu

Kompozit reçine esaslı malzemeden yapılmış olan  kompozit dolgu, hamur kıvamındayken dişe yerleştirilip led ışık kaynağı ile sert kıvama getirilir. Dişe kimyasal olarak bağlanır ve çeşitli renk seçenekleri mevcuttur. İyi yapılmış bir kompozit dolgunun varlığını ayırt etmek zordur.

Kompozit dolgular; ağzın her bölgesinde çürümüş, kırılmış, aşınmış dişlerde dolgu malzemesi olarak,  ön dişlerde ise estetik amaçlı renklenmiş dişlerde görünümü düzeltmek için, dişler arasındaki boşlukları (diastema) kapatmak için de kullanabilirler.

Kompozit dolgunun doğal dişin renginde olması, ağız dokularıyla uyumlu olması en büyük avantajllarıdır.  Herhangi ciddi bir dezavantajları olmamasına rağmen bazen dişlerde geçici hassasiyet oluşturabilir; kola çay alkol gibi içecekler, sigara kullanımı kompozit dolgularda renklenme yapabilir.

Estetik amaçla uygulanan kompozit dolgular, porselen laminalarla kıyasladığımızda en büyük avantajı kullanılan dişlere gereksiz bir aşındırma işlemi içermemesidir, ancak kompozit dolguların yüzeyleri seramik kadar dirençli değildir ve daha çabuk renklenebilirler.

Diş Beyazlatma Tedavisi (Bleaching)

Sağlıklı ve beyaz dişler, insanlar arasında estetik açıdan oldukça büyük önem taşıyan bir unsurdur. Dişin doğal beyaz rengi; çocukluk döneminde dişlerin oluşum esnasında meydana gelen yapısal bozukluklar, bebeklik döneminde veya anne karnındayken maruz kalınan bazı antibiyotikler, zaman içerisinde kötü ağız hijyeni, çay kahve gibi boyayıcı maddeler, içilen sulardaki flor miktarı , diyet alışkanlıkları, sigara, yapılmış amalgam dolgu gibi faktörlerden etkilenerek renk değişiklik gösterebilir. Diş beyazlatma (bleaching) tedavi ise renklenmiş dişlerin yüzeyindeki gözenekli mine yapısında oluşan renkli, organik ve inorganik maddelerin diş beyazlatma jelleri ile giderilmesi işlemidir.

Diş beyazlatma işlemi porselen kaplamalarla karşılaştırıldığında kolay, ekonomik ve dişler aşındırılmadığı için daha koruyucu bir işlemdir.

Diş beyazlatma tedavisinin 4 farklı yöntem bulunmaktadır.

  • Ev Tipi Diş Beyazlatma
  • Ofis Tipi Diş Beyazlatma (Klinik ortamında beyazlatma)
  • Tek Diş Beyazlatma (Kanal tedavili dişleri içten beyazlatma)
  • Kombine Diş Beyazlatma (Ev+Ofis tipi beyazlatma)

1. Ev Tipi Diş Beyazlatma

Ağız içinden ölçü alınarak kişiye özel uygun beyazlatma plakları hazırlanır. Belirli miktarlarda beyazlatma jeli hazırlanmış plağı içine konulur. Gün içinde 4-8 saat ortalama 10-15 gün ya da gece uykusu boyunca plak kullanılacak şekilde ortalama 8-10 gün ile beyazlama işlem uygulanır(renge ve jele bağlı olarak bu süreç değişebilir).

Ev tipi diş beyazlatma yapılırken beyazlatma jeli tarif edilenden fazla uygulamamalıdır. Aksi takdirde plak içinden taşan jel diş etlerini tahriş eder. Böyle bir durumda diş etleri hemen yıkanmalı ve diş hekim ile iletişime geçilmelidir.

2. Ofis Tipi Diş Beyazlatma (Klinik ortamında beyazlatma)

Klinikte doktor tarafından uygulan Ofis Tipi Diş Beyazlatma tedavisi, çeşitli ışık kaynakları yardımı ile yüksek konsantrasyona sahip beyazlatıcı jel kullanarak gerçekleşir.

Yaklaşık 30-45 dakika süren beyazlatma tedavi, diş rengini 3-4 ton açabilir.

Etki mekanizmaları aynı olmasına rağmen Ev tipi diş beyazlatma tedaviye göre daha güvenilir ve etkilidir.

3. Tek Diş Beyazlatma (İçten Beyazlatma)

Kanal tedavili renklenmiş dişlere uygulanır. Dişteki kök kanal dolgusuna zarar verilmeden restoratif dolgusu sökülür, açılan boşluğa beyazlatma jeli uygulanır ve geçici dolgu materyali ile kapatılır. İstenilen renge ulaşıncaya kadar 3 gün aralıklarla seanslar tekrarlanır.

4. Kombine Tipi Beyazlatma

Hem ofis hem de ev tipinin beraber uygulandığı diş beyazlatma yöntemidir. Genelde diş rengi çok koyu olan hastalarda, Ofis diş beyazlatma tedavi uygulandıktan sonra destek amaçlı 2-3 gün ev tipi diş beyazlatma yapılması önerilmektedir.

Diş Beyazlatmanın Zararı ve Yan Etkileri

Diş beyazlatma tedavide en sık rastlanılan yan etki diş hassasiyetidir.  Beyazlatmaya bağlı oluşan duyarlılık; genellikle daha önceki hassas diş hikayesi, uygulama sıklığının artması, yüksek konsantrasyonlarda beyazlatma ajanı kullanılması ile ilişkilidir ve genellikle 24-48 saat içerisinde geçmesi beklenir. Diş hekiminizin uygulayacağı florür ve duyarlılığı önleyici diş macunları bu diş hassasiyetini azaltacaktır.

Diş Beyazlatma İşlemi Sonrası Neye Dikkat Etmeliyim?

Beyazlatma işlemlerinden sonra, dişlerde renk değişikliğine neden olan çay, kahve, şarap, kola gibi renkli sıvılar, soslu gıdalar, tütün mamullerinden kesinlikle uzak durulması gerekir. Kullanılması durumunda işlem ters reaksiyon gösterir ve dişler renklenir. Beyazlatma işlemlerinin etkisini korumak için, ağız bakımına çok dikkat etmeli, dişler günde en az 2 kez fırçalanmalı ve diş ipi kullanılmalıdır.

Diş Beyazlatmanın Etkisi Ne Kadar Sürer?

Diş beyazlatmanın etkisi zamanla kaybolmaya başlar. Bu süre hastanın sigara kullanımına ve  renklendirecek gıda tüketimine (çay, kahve, kola vb.) göre değişir, 6 ay ile 1 yıl arası bir zaman alır. Ağız bakımı ve hijyenine dikkat eden hastalarda bu süre daha da uzar. Ayrıca beyazlatma işlemi ile 3-6 ayda bir desteklenirse beyazlatmanın sonucu kalıcı hale gelebilir.

Laminate Veneer Kaplamalar (Yaprak Porselen)

Porselen laminate veneer kaplamalar, diş ve diş çevresi doku ile uyum sağlayabilen, doğal diş dokusunu oldukça iyi taklit eden ve en önemlisi diş aşındırma ihtiyacını minimuma indiren hatta bazı bölgelerde hiç aşındırma yapılmayan, çok ince (0.1-0.2 mm kalınlığındaki porselen) kaplama türüdür.

Laminate Veneer Kaplamalar Hangi Durumlarda Uygulanır?

Laminate vener kaplamalar, renk değişikliklerinin giderilmesi ve belli bir dereceye kadar şekil düzeltilmesi amacıyla yapılabilirler. Laminate veneer kaplamaların uygulama alanlarını şu şekilde özetlenebiliriz:

  • Diş renklenmelerinde (lekeli dişlerde)
  • Ayrık dişleri bitiştirmede (diastema kapama)
  • Aşınmış veya kırılmış dişlerde
  • Labial(Ön) Yüzey Restorasyonun düzeltilmesinde
  • Dişlerdeki oransal problemlerin düzeltilmesinde
  • Belli bir dereceye kadar çapraşık ve eğri dişlerin düzeltilmesinde (ortodontik tedavi alternatifi olarak)

Laminate Veneer Kaplamaların Uygulama Aşamaları

Laminate veneer kaplamaların tamamlanması için en az 2 seans gereklidir.

  • İlk seansta diş yüzeyinde hazırlık yapılır. Gülüş tasarıma göre kaplama uygulanacak dişlerin ön yüzeyinde en az 0.3 mm mine dokusunda aşındırma yapılıp ölçü alınır. Sonraki seansa kadar hasta estetik bir sorun yaşamaması ve oluşabilecek diş hassasiyeti önlemek için dişlere geçici kaplama yerleştirilecektir.
  • 2. seansta ise hastaya uygun hazırlanan Laminate veneer kaplamalar prova edilir, estetik beklenti, renk, gülüş değerlendirilir. Özel yapıştırıcılar uygulanarak lamineler diş yüzeyine yapıştırılır.

Tedavinin laboratuvar aşaması sadece kısa sürse de (3-4 gün), dudakların yeni konumuna uyum sağlaması 3-4 haftayı bulabilir. Bu uyum süresince bazı dudak egzersizleri ve okuma tavsiye ediyoruz.

Laminate Veneer Kaplamaların Avantajları

  • Porselen materyalinin yapısı sayesinde ve İnce ve saydam oldukları için oldukça doğal bir görünüş elde edilir.
  • Renk değişikliğine uğramaz (Sigara, çay, kırmızı şarap, kahve gibi gıdalarla boyanmazlar).
  • Dişlerin  yüzeyinde ya hiç bir değişiklik yapılmaz ya da çok az aşındırma yapılır(Diş üzerinden aşındırma miktar 0,3-0,7 mm ile sınırlıdır).
  • Dişlerinize hiç bir müdahelede bulunmadan önce dişlerinizde oluşturalacak değişiklik gösterilebelir.
  • Materyal olarak oldukça kırılgan olsa da, aşınmaya karşı direnci yüksektir.mineye tam olarak yapıştırıldığında, germe ve çekme kuvvetlerine karşı direnci çok yükselir.

 Laminate Veneer Kaplamaların Dezavantajları

  • Kozmetik bir tedavidir, estetik olarak yüksek ve sağlıklı sonuçlar elde edilir. Ancak zirkonyum ve porselenlere göre biraz daha  pahalıdır.
  • Hassas bir tekniktir. İyi bir klinik ve laboratuvar çalışması gerektirir.

Laminate Veneer Kaplamalar Yapıldıktan Sonra Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Kaplamaların kullanım süresi üretim kalitesine ve hastanın ağız hijyenine bağlıdır.
  • Kaplamaların kullanım süresini uzatmak için rutin ağız bakımı (diş macunu, diş fırçası, diş ipi ve arayüz fırçası) ve rutin hekim kontrolleri aksatılmamalıdır.
  • Laminate veneer kaplamaların hasar görmemesi için, tırnak yeme, kalem ısırma, diş gıcırdatma ve sıkma gibi kötü alışkanlıklardan ve sert gıdaların ön dişlerle ısırılmasından kaçınmalıdır.

Zirkonyum Diş Kaplama

Diş hekimliğinde de kullanılan en sert seramik olarak bilinen zirkonya; saf zirkonyuma itrium oksit ilavesi ile stabilize edilen ve beyaz kristalli olan zirkonyum oksittir, 900-1400 MPa değerinde basınç dayanıklılığına sahiptir. 1990’lardan bu yana endodontik postlar ve implantlar için de kullanılmaktadır.

Zirkonyum Diş Kaplamanın Avantajları

Yüksek dayanıklılığına sahip biyouyumlu zirkonyum diş kaplama;

  • Diş etlerinde renklenmeye ve tat bozukluğuna yol açmaz,
  • Yarı saydam beyaz rengi ve Işığı geçirgen yapısı ile mükemmel bir estetik sağlamaktadır.
  • Kişinin isteği doğrultusunda, istenilen renkte çalışabilir.
  • Sıcağı ve soğuğu iletmeyen yapısıyla diş hassasiyetli olanlar için de oldukça kullanışlıdır.
  • Metal alerjisi olan kişilerde uygulanır.
  • Pürüzsüz ve parlak bir yüzeye sahiptir.
  • Metal destekli sistemlere göre daha ince çalışılabilir. Bu da yapılacak diş aşındırma miktarını azaltır.
  • Ortodontik tedavinin uygulanamayacağı durumlarda ayrık ve çarpık dişlere estetik görünüş kazandırılabilir.

Bu çerçevede estetik diş hekimliğinde kron ve köprü tedavilerinde diğer kaplama yöntemlerinden daha çok zirkonyum kaplama tercih edilmektedir.

Zirkonyum Diş Kaplama Kullanım Alanı ve Nasıl Yapılır?

  • Belli bir dereceye kadar çapraşık ve eğri dişlerin düzeltilmesinde (ortodontik tedavi alternatifi olarak)
  • Belli bir kısım kırılan veya çürük dişinizi kaplamak için
  • Yaptırdığınız implantların kuron kaplamak için
  • Diş eksiğiniz var ise köprü yaptırmak için
  • Eskiyen metal destekli porselen kaplamalarınızı değiştirmek için.

İmplant üstü kaplamalar hariç diğer durumlarda zirkonyum kaplama uygulanan dişlerini belli oranda aşındırması gerekmektir. Aşındırmalar yapıldıktan sonra diş ölçüsü alınır ve hastanın aşındırılmış dişleri hassasiyet oluşturmaması için geçici dişler yapılır. Laboratuvarda kaplama hazırlanır, bir veya iki provadan sonra uygun yapıştırıcılar ile yapıştırılır.

Zirkonyum Diş Kaplamaların Ömrü Ne Kadardır?

  • Kaplamaların dayanıklılığı ve kullanım süresi üretim kalitesine ve hastanın ağız hijyenine bağlıdır.
  • Kaplamaların kullanım süresini uzatmak için rutin ağız bakımı (diş macunu, diş fırçası, diş ipi ve arayüz fırçası) ve rutin hekim kontrolleri aksatılmamalıdır.

Ortodonti

Ortodonti, endodonti veya pedodonti gibi diş hekimliğinin alt dallarından biridir. Toplumda sıklıkla diş teli tedavisi olarak bilinen Ortodonti; dişlerideki ve çene yapısındaki (dental ve iskeletsel) sorunların tespit edilmesi, erken dönemde önlenmesi veya durdurulması, ileri dönemde ise tedavi edilmesini kapsar.

Ortodonti tedavi ile hastalara daha kolay diş temizliği, daha iyi ağız hijyeni, daha iyi çiğneme fonksiyonu, daha net konuşma ve daha estetik bir gülümseme kazandırır.

Ortodontik tedavi, yalnızca ortodonti alanında uzmanlık yapmış diş hekimlerinin muayene ve planlaması sonrası gerçekleştirilir.

Ortodonti Tedavisi Ne Zaman Yapılmalı?

Ortodontik tedavi, her yaşta mümkündür. Her yaşa göre uygulanan tedavi protokolü farklı olmakta ve farklı sonuçlar içerebilmektedir.

Erken dönemde yapılan ortodontik takip ve tedavin ise, erken teşhisi, bireylerde oluşabilecek problemlerin önlenmesi veya şiddetinin azaltması, dolayısıyla daha kısa ve etkili tedavi uygulanabilmesi açısından oldukça önemlidir.

Genelde 7 yaşından itibaren bireyin bir ortodontistin takibinde olması önerilmektedir.

Ortodontik Tedavi Yöntemleri

Ortodonti tedavisi hastaların diş ve çene sorunlarına göre değişir. Genel olarak şu şekillerde yapılır;

1. Hareketli Apareylerin Kullanılması:

Hastanın kendisi rahatlıkla takılıp çıkarılabilen, düzeltilmesi gereken dişlere hafif bir kuvvet uygularak basit diş hareketleri sağlayan aletlerle uygulayan tedavidir. Erken teşhis ile beraber genelde basit durumlarda uygulanır.

2. Fonksiyonel Apareylerin Kullanılması:

Fonksiyonel Apareylerin Kullanılması

Fonksiyonel Apareylerin Kullanılması

Erken dönemde tespit edilen İskletsel problemlerin (alt çenenin önde ya geri de olması, üst çenenin önde ya da geride olması ya da bunları kombinasyonları, çene darlıkları, açık veya derin kapanış) tedavi yöntemidir. Hareketli fonksiyonel apareylerin ağız içinden ya da ağız dışından uygulanan çeşitleri vardır. Fonksiyonel apareylerle hasta büyüme potansiyelinden yaralanarak hastada mevcut olan İskletsel sorunlarını düzeltebilir veya şiddetini azaltabilmektedir. Fonksiyonel apareylerin başarısı çoğu zaman apareylerin düzenli kullanılmasına bağlı olduğu için bu tedavide hasta uyumu oldukça önemlidir.

3. Sabit Apareylerin Kullanılması:

Sabit ortodontik tedavi, genelde daimi dişlerin üzerine yapıştırılan, tedavi süresince de çıkarılmayan braketlerle ve tellerle yapılır.

Günümüzde çeşitleri ve modelleri olan diş telleri görülmektedir. Bunlar, metal braketler, porselen braketler,  lingual braketler ve şeffaf plaklardır.

Dişlerin üzerine özel bir yapıştırıcı braketler sabitlendikten sonra, takılan tel veya lastikler aracıyla dişler arasında bir kuvvet ve gerginlik yaratılır, diş konumların aşamalı olarak düzelmesi sağlanır. Hedeflenen sonuca ulaşana kadar düzenli olarak, aylık periyotlarla teller kontrol edilir.

4. Ortognatik Cerrahi Uygulaması:

Ortognatik cerrahi, büyüme ve gelişmesi sonlanmış ortodontik tedavinin tek başına çene ve ısırma bozukluklarını düzeltemediği durumlarda alt ve üst çenedeki şekil, yapı ve ilişki bozukluklarının düzeltilmesini sağlayan cerrahi yöntemdir. Ortognatik ortodonti tedavisi halk arasında çene cerrahisi veya çene ameliyatı olarak da bilinir. Bu tedavide Ortodontist ve Çene Cerrahı birlikte çalışırlar.

Sabit Diş Teli Çeşitleri

1. Metal Braketler

Metal braketler, uzun yıllardır kullanılan ve günümüzde hala en çok kullanılan braket çeşittir. Metal braketler, en sağlam ve dayanıklı aynı zamanında fiyat açısından en uygun olan tel tipi olarak bilinir. Porselen braketlere göre boyutu daha küçük ve temizlenmesi daha kolaydır. En büyük eksikliği ise herkesin onları fark etmesidir.

2. Porselen Braketler

Porselen braketler, en popüler sistemlerden bir tanesidir ve şeffaf tel olarak da bilinmektedir Porselen braketler şeffaf oldukları için insanlar pek fark etmezler ve bazı insanlar daha hoş gözüktüğünü düşünürler. Bu nedenle birçok hasta porselen braketi tercih etmektedirler.

3. Lingual Braketler

Lingual Braketler, genellikle yetişkin hastalar tarafında tercih edilmektedir. Laboratuvar ortamında kişiye özel olarak üretilen lingual braketler, dişin arka kısmına takıldığı için dişlerin ön kısmında hiçbir uygulama yapılmamak ve dışarıdan hiç görülmemektir. Dışarıdan diş telinin belli olması gibi estetik kaygılar taşıyan hastalarda lingual ortonti tedavisi tercih edilebilir. Bu tedavi yönteminin uygulanmasına muayene sonrasında ortodontist karar vermektedir. Çünkü lingual tedavi her hastanın ağız ve diş yapısı için uygun olmayabilir.

Lingual ortodonti, dile temas ettiği için 1 – 2 haftalık aşınma süreci olsa da sandart diş telleri ile aynı tedavi süresine sahiptir.

4. Şeffaf Braketler

Günümüzde Şeffaf plak tedavisi (invisalign, Orthoclear, Asoaligner, Clear-Aligner) sayesinde çapraşık dişleri, diş teli kullanılmadan düzeltmek mümkündür.

Şeffaf plakların en önemli özelliği, kolaylıkla takılıp çıkarılıyor olmasıdır. Tedavi planına göre seri halinde kişiye özel üretilen plaklar, hastaya teslim edilir. Plaklar yemek esnasında çıkarılır ve dişler temizlendikten sonra tekrar takılır. Bu yüzden şeffaf plak tedavisi; diğer şeffaf diş teli sistemlerine kıyasladığımızda (porselen tel tedavi, lingual tel tedavi) daha az belli olması ve kullanımı rahat, temizliği kolay olması en büyük avantajlarıdır. Şeffaf plak tedavisinin dezavantajları ise; her bozukluğu düzeltememesi ve kullanım alanı sınırlı olmasıdır. Ayrıca tedavi süresi ve başarısı, hastalarımızın plaklarını günlük takma miktarlarına bağlıdır.

Ortodontik Tedavilerde Nelere Dikkat Edilmelidir?

Ortodontik tedavi öncesi mutlaka mevcut çürükler ve dişeti problemleri tedavi edilmelidir.

Ortodontik tedavisi uygulanırken en önemli husus temizliktir. Tedavi süresi boyunca bireyin ağız bakımına daha çok dikkat etmesi gerekmektedir. Genelde ortodontik diş fırçası ile günde en az 3 kere(her öğünden sonra) diş fırçalaması ve arayüz fırçaları ile braketlerin araları temizlenmesi önerilmektedir. Ayrıca bu dönemde gazlı ve asitli içecekler içilmemelidir. Diş tellerine zarar vermemek için de sert veya yapışkanlı gıdalar tüketilmemelidir.

Ortodonti Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Ortodontik tedavi süresi, hastaların ağız, çene yapısında mevcut sorunları, gerekli diş hareketi miktarı, bireyin iskeletsel-dental gelişimi ve tedaviye uyumu göre farklılık göstermektedir. Genellikle bu süre 9 ve 30 ay kadar sürebilmektedir.

Ortodontik Tedavilerde Bitim ve Pekiştirme

Ortodontik tedaviden sonra dişler yeni konumlarından eski yerlerine dönme eğilimi gösterirler. Ortodontik tedavi ile düzeltilmiş dişlerin etrafındaki yapılar (periodonsiyum, kemik dokusu) yeni konumuna uyum sağlaması için dişlerin belli aygıtlarla yerlerinde pekiştirmek gerekir. En uygun pekiştirme tedavisinde kullanılacak olan aparey ortodontisit tarafından belirlenir.

Pekiştirme sırasında en çok kullanılan ortodontik pekiştirme apareyleri hareketli ve sabit aparey olarak iki çeşidi vardır.

  • Hareketli (Takıp Çıkarılabilen) Retainerlar, Pekiştirme Plakları

Hasta kolaylıkla takıp çıkartabilen pekiştirme apareylerdir. En çok kullanılan hareketli aparey, Hawley Retainer ve essix pekiştirme plaklarıdır.

Hawley Retainer: En eskiden beri kullanılan pekiştirme apareyidir. Bu aparey akrilikten üretilmektedir ve ön tarafından tel bulunmaktadır. Bu retainerin en önemli dezavantajı keserlerin sıralanmasını tam olarak korumadaki yetersizliği ve tellerin gözükmesidir.

Essix Pekiştirme Plakları: Plastik benzeri malzemeden üretilmektedir. Şeffaf olduğundan estetik açıdan bir sorun oluşturmaz.  Bu nedenle bu aparey günümüzde en çok tercih edilen pekiştirme apareyidir.

Hareketli pekiştirme apareyler, tel sökümünden sonra ilk 6 ayda tam gün (sadece yemek yerken çıkartılır), sonra 6 ay gece (günde en az 12 saat) kullanılması önerilir.

Hareketli apareylerin kaybolma, kırılma durumlarda en kısa zamanda yeni aparey yapılmalıdır.

Sabit Pekiştirme Apareyi(Lingual retainer): Ön bölgede bulunan dişlerin iç bölgelerine uygulanan tellere sabit pekiştirme apareyi denilir.

Bu apareyler diş bölgesine yapıştırıldığı için herhangi bir şekilde gözükmez, aynı zamanda kaybolma ya da kullanılmama gibi durumlar yaşanmaz. Dezavantajı ise yapıştırılan tel çok sert yiyecekler yediğinde kopabilir ve bu durum fark edilmezse dişler bozulabilir. Ayrıca hareketli pekiştirme apareylere göre dişlerin daha titiz temizlenmesi gerekir.

https://ankaraagizvedispoliklinigi.com/wp-content/uploads/2024/01/e7fcee2a-7fcf-4335-927c-4c8a7b0b3a4b.png
İletişim Bilgileri

Kardelene Mahallesi Haydarcan Kılıçdoğan Cad. No:5-6 Ankara/Batıkent
info@ankaraagizvedispoliklinigi.com
0312 255 64 64 – 0312 517 30 63

Çalışma Saatleri

Hafta içi: 08:00 – 21:00
Cumartesi: 09:00 – 19:00
Pazar: Kapalı

Sosyal Medya

2024© Ankara Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği